-
1 rüzgâr gülü
Windrose f -
2 rüzgâr gülü
ро́за ветро́в; карту́шка [ко́мпаса] на ка́рте -
3 rüzgar gülü
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > rüzgar gülü
-
4 rüzgar gülü
n. compass rose, rose, weathercock, weather vane, windmill, cock, vane* * *1. weather vane 2. wind rose 3. compass rose -
5 роза ветров
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > роза ветров
-
6 wind rose
rüzgar gülü -
7 ανεμολόγιο
rüzgar gülü -
8 compass rose
rüzgar gülü -
9 weather vane
rüzgar gülü -
10 wind rose
rüzgar gülü -
11 compass rose
rüzgâr gülü* * *rüzgar gülü* * *(the circular drawing showing directions on a plan or map.) harita üzerindeki pusula dairesi -
12 weather vane
rüzgâr gülü, fırıldak* * *rüzgar gülü -
13 windmill
n. yeldeğirmeni, rüzgâr gülü, fırıldak* * *rüzgar jenaratörü* * *noun (a machine with sails that work by wind power, for grinding corn or pumping water.) yel değirmeni -
14 vane
yeldegirmeni kanadi, pervane kanadi; rüzgâr firildagi, rüzgâr gülü -
15 роза
-
16 cock
n. horoz, erkek av kuşu; rüzgâr gülü; musluk; önder, lider; zırva, saçmalık; martaval, ot yığını, saman yığını————————v. kurmak, hazır duruma getirmek; dikmek; tetiğe almak* * *1. kaldır (v.) 2. horoz (n.)* * *[kok] 1. noun1) (the male of birds, especially of the domestic fowl: a cock and three hens; ( also adjective) a cock sparrow.) horoz2) (a kind of tap for controlling the flow of liquid, gas etc.) musluk, valf3) (a slang word for the penis.) sik2. verb1) (to cause to stand upright or to lift: The dog cocked its ears.) kaldırmak, dikleştirmek2) (to draw back the hammer of (a gun).) horuzu kaldırmak3) (to tilt up or sideways (especially a hat).) yan giymek•- cockerel- cocky
- cock-and-bull story
- cock-crow
- cock-eyed
- cocksure -
17 rose
adj. pembe, lâl, gül pembesi, gül————————n. üzgeçli ağızlık (bahçe sulama kovası), gül pencere, hortum ağzı, rüzgâr gülü, gül deseni, yılancık, güzel kız, gül, gül pembesi, pembe şarap, roze şarap* * *1. yüksel (v.) 2. gül (adj.)* * *[rouz]past tense; = rise -
18 weathercock, weathervane
nouns (a piece of metal (often in the form of a farmyard cock), placed on top of a building, which turns to show the direction of the wind.) rüzgâr gülü -
19 vane
n. yelkovan, pervane kanadı, yeldeğirmeni kanadı, rüzgâr gülü, kanatçık, tüyün yumuşak kısmı* * *1. pervane 2. yelkovan -
20 weathercock
n. rüzgâr gülü, fırıldak, dönek kimse* * *fırıldak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Ruzgar Gulu Hotel — (Бозджаада,Турция) Категория отеля: Адрес: Alaybey Mah. Murat Bey Sk. No:4, 17680 … Каталог отелей
Teoman Yakupoğlu — (* 20. November 1967 in Alucra in der Provinz Giresun der Türkei) ist ein Künstler der türkischen Rockmusik. Teoman bei einem Konzert Inhaltsverzeichnis 1 … Deutsch Wikipedia
kır — 1. is. 1) Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü. F. R. Atay 2) sf. Bu renkte olan Kır sakal. Kır at. Birleşik Sözler gök kır koyu kır bakla kırı demir kırı … Çağatay Osmanlı Sözlük